2 Eylül 2009 Çarşamba

Eylül Gelmiş

"Eylül gelmiş" İhanet mevsimi yaprakların ağaçlara.
Sarı Yeşil'den sonra gelen renkmiş,hüznün yayıldığı kaldırımlarda.
Yazlıkçılar toplanmaya başladılar.Okullar boyanıyor.
Çocuklar bu sene başlarlar okula hep.
Göbekten Pancar Motor, Öztitanik iki kişilik transatlantikleri çektik kıyıya.
Karadeniz'in rüzgarları başladı,azgın tertip.Sonbahar'a girdik.
Eğilmişti bakkalın oradaki sahra çadırının direği.
Eğilmezdi o direk kökü kumda olmasaydı.
Kaya istemiyor o direk,killi toprağa bile razıydı ama olmadı işte.
Kumu bulduğuna şükretsin.
On gün daha denize masa kurarız. Ayaklar suda,başımız yakamozda.
Çingene palamudu geldi on gündür masamıza.
Ahmet bundan sonra "Roman palamudu" dememizi teklif etti rakıyı dökerken bardaktan denize...
Yaz aşkları var mı gençlerin şimdi acaba.Bitecek mi gelecek yaza kadar onların da?
Dün zafer bitti,kutladık yavru vatan ve yabancı misyon şefleri ile.Necdet sordu bu yabancı misyon şeflerinin misyonu nedir? diye.Ben de "görevimiz tehlike" dedim.
Yazmaktan bahsettik sonra,Yazın "yazın "kolay fikrine vardık.Kışın "kışın kışın"yazılamayacağını söyledi
Ali, beş kadehten sonra "ç"yi "ş"söylerken.
Balığa limon sıkmam.Ama gece ikide dalgalar başladı sohbete limon sıkmaya.
Yeni Rakı'mızdan sonraki markaları tartışırken reklam ajansı gibiydik.Beyin fırtınası vardı masada.
"Sizi küçük burjuvalar" dedim."Zülfü Livaneli gibi Paris şatolarından şarap yazarsınız siz olanağınız olsa.Emekli maaşınızla Bakkal Rıza'nın içki kolleksiyonunu konuşuyorsunuz burada. "
Necdet oğlu'nu eve yolladı,buz getirmeye.
Ben son yetmişliği açtım sonbahara girerken."Saki benim "dedim."Eylül geldi.
Son parça palamudumu damağıma yapıştırdım.Sustum, kara ufka daldım.
Yaşamımızın sonbaharı da gelmişti.Kışa kalmış on -onbeş yıl.
Son kadehleri doldurdum yakamozun saati üçe gelirken.
Eylül'ü sevmem dedim.İhanet mevsimidir yaprakların ağaçlara.
Herkes sustu.Hepimiz ihanetlerimizi aldık evlere dağıldık.

1 EYLÜL 2007

Hiç yorum yok: