7 Mayıs 2009 Perşembe

Karakuşi Hükümler

Münasebetsiz yorumlara, yanlış hükümlere akıl ve izan dışı cezalara "Karakuşi Hükümler" deniliyor.
...Karakuş, Selahaddin-i Eyyubi'nin veya amcası Şirkuh'un kölesiyken çalışkanlığı ile ve birtakım hizmetleri ile önemli mevkilere çıkıyor.
Karakuş, yüksek himmet sahibi kimseydi.
İşte "Karakuşi Hükümler"e birkaç örnek:
Bir eve giren hırsız, ceplerini doldurduktan sonra pencereden kaçmak istiyor. Pencere gevşek olduğundan ayağı kayıyor ve yere düşüp ayağını kırıyor. Ertesi sabah yakalanacağından korkarak, valinin huzuruna çıkıyor:
"Efendim, benim asıl mesleğim hırsızlıktır. Dün bir eve girip birşeyler çaldım. Pencereden çıkmak istedim, fakat çerçevesi gevşek olduğundan düşüp ayağımı kırdım." diyor. Karakuş bu evin sahibi kimse huzuruna getirmelerini emrediyor. Ev sahibi gelince, penceresini gevşek yaptığı, böylece hırsızın düşmesine sebep olduğundan onu hapisle tehdit ediyor.
Zavallı ev sahibi ürkek bir sesle:
"Bu marangozun hatasından kaynaklanıyor, ben ona parasını tam olarak ödedim. Fakat o işini noksan yapmış, bitirmeden bırakıp gitmiş." diyor. Bunun üzerine vali, marangozu çağırtıyor. İşini ihmal etmek suretiyle bir vatandaşın hayatını tehlikeye attın, diyor. Marangoz itiraz ediyor:
"Efendim, benim bir hatam yok, ben pencereyi tamir ederken, üzerinde parlak ve kırmızı elbise bulunan bir kadın geçiyordu. Onun güzelliğine o kadar kapıldım ki son çiviyi eğri olarak çiviledim!" diyor.
Vali, güzelliğini teşhir eden bu kadını bulduruyor. Ona marangozun işini tam olarak yapmasına engel olmakla bir yurttaşın hayatını tehlikeye sokmakla itham ediyor. Kadın:
"Benim güzelliğim Allah'tan geliyor. Elbiseme o parlak rengi veren boyacıdır. Dolayısıyla asıl suçlu boyacıdır." diyor. Elbise boyacısı huzura getiriliyor, boyacı elbiseyi bu şekilde boyayanın kendisi olduğunu itiraf ediyor. Boyacını ileri sürebileceği hiçbir mazaret bulunmadığından bu adamın hapishanenin önünde asılması, cesedinin iki gün asılı bırakılması emrediliyor. Boyacı derhal idam mahalline götürülüyor. Fakat boyacıyı asmaya geldikleri zaman adamın çok uzun boylu olduğu görülüyor. Durum valiye arzediliyor. Vali:
"Daha kısa boylu bir elbise boyacısı bulun ve onu asın" emrini veiyor!!!
* * *
Adamın biri diğer bir adamdan şikayette bulunarak alacağını vermediğini söylüyor. Karakuş sorunca verecekli olan: "evet, borcum var ancak elime para geçtiği zaman bu adamı arıyorum fakat bulamıyorum. Tam aksine parasız olduğumda kendisine rastlıyorum."diyor. Bunun üzerine Karakuş alacaklıya: "Seni hapsedeceğim, yerin belli olsun ki bu adam eline para geçince getirip sana borcunu ödesin!"diyor.

Kaynak: Kültür Dünyamızdan Manzaralar / Dursun Gürlek / Kubbealtı Neşriyat

Hiç yorum yok: